Senaryodan bahsedecegim demistim ama Cengiz Aytmatov hakkinda konusalim istedim cunku cok onemli bir isim. Selvi Boylum al Yazmalim'da gorulen ikilemler, yasam tarzinin degismesi ve insanlarin ayak uydurma cabasi, duygular ve toplumdaki tiplemelerin kisilerde sembollestirilmesi hep Aytmatov'un romanlarinin ozelligi.
Kendisi 1928 Kirgizistan'inda dogmus, ve SSCB duzeninin kurulusunun, koy ve kent kulturlerinin komunist rejimle nasil bir degisime ugradigini birebir izlemis bir genc olarak Stalin doneminin butun acilarini romanlarinda yansitmis.
Tabi Aytmatov'u asil tarihe yazdiran Kirgizlarin unlu Manas Destani'ni derlemis ve yazmis olmasi.
Ben "Gun Olur Asra Bedel" adli romanini okumustum, mukemmeldi, herkese tavsiye ederim. Kitapta Aytmatov'un ozkimligini, kendikokkubbesini unutan. kimliksiz ve soysuzlasan insanlari sembollestirdigi bir ifade var: "Mankurtlasmak". Bu ifade aslinda bir eski cag Turk efsanesinde geciyor -romanda aciklandigi gibi-, beni cok cok etkilemisti, paylasmak istiyorum:
""" (alinti) Aytmatov, baskıcı bir rejimin yerel ve ulusal değerleri silmeye çalıştığı bir zamanda alegrofik imgelerle ulusal kimliğini örten perdeyi aralamayı bilmiş, toplumsal sorunları ve bu sorunların derin yapılarını zamanın gündemine taşıma olanağını yaratmış ve romanlarıyla insanlığın hizmetine sunmuştur.
Gün Uzar Yüzyıl Olur'da geçmiş ile şu an, gerçekler ile destanlar iç içedir.(Efsaneye gore) Juan Juanlar, Sarı Özek bozkırında yaşayan Naymanların topraklarını istilâ eder.
Tutsak aldıkları Nayman gençlerinin (basinin once derisini acimasizca kazirlar - derisi soyulan - bahar) kafalarına yaş deve derisinden bir başlık geçirirler. Güneş altında kurumaya ve daralmaya başlayan deri, esirlere korkunç acılar verir. Tutsaklar bu işkencenin sonunda ya ölürler ya da mankurtlaşırlar yani belleklerini ve bilinçlerini yitirirler. Juan Juanlar, tutsakların anılarını belleklerinden silmekle, insanlığın bilincini yok etmekle insanlık onurunu ayaklar altına almayı başarmış (?) bir topluluktur.
Mankurtlaşan tutsak artık efendisinden başkasını tanımaz. Ne anasını, ne babasını, ne de bir başka şeyi hatırlar. Ağzı var, dili yoktur artık; isyanı ve itaatsizliği hiç düşünmeyen tek varlıktır yeryüzünde.,
Nayman Ana, mankurt olan oğlunu kurtarmaya çalışan, umut ve korku dolu bir yürekle çalkalanan bir Kırgız anasıdır. Onun mücadelesi, trajediyle bitse de, sonraki yüzyıllarda yaşanacaklara âdeta geçmiş çağlardan, ötelerden bir uyarıdır.
Kırgız ananın trajedisi, bulduğu sandığı bir anda, (ogluna feryat ederek cagirdiginda, oglunun yeni efendilerinin emiryle gozunu kirpmadan ona ok atmasiyla yasanir -bahar) oğlunun okuyla öldürülmesiyle, efsaneden modern topluma bir projeksiyon tutar.
Tarihsel mankurtlaşma, aslında, modern zamanlarda yaşanan mankurtlaşmanın iz düşümüdür âdeta.
Cengiz Aytmatov, romanında "mankurt" kavramını bir sosyoloji terimi yapacak derecede çarpıcı sosyolojik saptama yapar. Mankurt, Aytmatov'dan sonra, geçmişini unutmuş, bedeniyle ve ruhuyla karşı tarafın buyruğu altına girmiş, yeni efendisine yaranmak için kendi değerlerine, ailesine ihanet edenlerin ortak adıdır.
Kaynak:
http://www.kho.edu.tr/kutuphane/kitap/ozetler/00132ozet.htm""""""
Iste bu mankurt kavrami beni cok etkilemisti. Ne dersiniz, mankurtluk gunumuzde de yasiyor mu???
Wednesday, December 13, 2006
Monday, December 11, 2006
Selvi Boylum Al Yazmalım (Son Sahne)
Evet, lutfen bu son sahneyi yorumlayalim goruslerinizi bekliyorum, esimle o kadar duygulandik ki tekrar tekrar izlerken, ama nasil yorumlarsiniz bu son sahneyi?
Bu posttan sonra bu filmin senaryosuyla ilgili yazmak istiyorum...
Friday, December 08, 2006
yalnizlar dunyasi: care ne ki?
Butun yakinlarimdan vefasizlik gordugum an, kendimi sinirsiz yalnizlik icinde bulunca, ve fani olanlari faniligin icrasinda... tutunacak en saglam ipi aradigimda… Aklima gelir mi ki:
“Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın. Ve Allah'ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani siz düşmanlar idiniz. O, kalplerinizin arasını uzlaştırıp-ısındırdı ve siz O'nun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız. Yine siz, tam ateş çukurunun kıyısındayken, oradan sizi kurtardı. Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah, size ayetlerini böyle açıklar. (Al-i İmran Suresi, 103)”
Ve bu andir insanin duadan baska bir onemi olmadigini anladigi an: “Duaniz olmazsa ne ehemmiyetiniz var” O ki, O’nsuz biz hiciz, yokluga mahkumuz, yalnizlik caresizlik fakirlik ve sonsuz izdirab kaderimiz…
Ve Veysel Karani imdada yetisir dua etmeyi bilmeyen saliklere, yerini ogretir bicare simarik kuluna:
“Allah’im, Rabbim sensin, ben ise senin kulunum…
Sensin Yaratici, ben ise senin tarafindan yaratildim…
Rizik veren sensin, ben ise senin verdigin rizikla besleniyorum…
Mulk sahibi sensin, ben ise senin emir ve tasarrufun altinda bulunan bir kulum…
Gercek izzet sahibi sensin, ben ise aciz ve zelilim.
Hazineleri tukenmeyen zengin sensin, ben ise fakr-i mutlak icinde ihsanina muhtacim…
Gercek hayat sahibi olan ve hayati veren sensin, ben ise hayat verisin olmazsa bir oluyum…
Varligi ebedi olan sensin, ben ise gelip gecici bir faniyim…"
Senle gayri yalnizlik yok, senden gayri sirdasim yok.
bahar
“Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın. Ve Allah'ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani siz düşmanlar idiniz. O, kalplerinizin arasını uzlaştırıp-ısındırdı ve siz O'nun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız. Yine siz, tam ateş çukurunun kıyısındayken, oradan sizi kurtardı. Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah, size ayetlerini böyle açıklar. (Al-i İmran Suresi, 103)”
Ve bu andir insanin duadan baska bir onemi olmadigini anladigi an: “Duaniz olmazsa ne ehemmiyetiniz var” O ki, O’nsuz biz hiciz, yokluga mahkumuz, yalnizlik caresizlik fakirlik ve sonsuz izdirab kaderimiz…
Ve Veysel Karani imdada yetisir dua etmeyi bilmeyen saliklere, yerini ogretir bicare simarik kuluna:
“Allah’im, Rabbim sensin, ben ise senin kulunum…
Sensin Yaratici, ben ise senin tarafindan yaratildim…
Rizik veren sensin, ben ise senin verdigin rizikla besleniyorum…
Mulk sahibi sensin, ben ise senin emir ve tasarrufun altinda bulunan bir kulum…
Gercek izzet sahibi sensin, ben ise aciz ve zelilim.
Hazineleri tukenmeyen zengin sensin, ben ise fakr-i mutlak icinde ihsanina muhtacim…
Gercek hayat sahibi olan ve hayati veren sensin, ben ise hayat verisin olmazsa bir oluyum…
Varligi ebedi olan sensin, ben ise gelip gecici bir faniyim…"
Senle gayri yalnizlik yok, senden gayri sirdasim yok.
bahar
Monday, December 04, 2006
NIJERDE KALDI GOZYASLARIMIZ
Nijer'deki kardeslerimiz bu yilki kitligin da etkisiyle buyuk bir alcik kriziyle karsi karsiya. Yuzbinlerce bebek olmus bu yil. Sebebi ise aclik ve yetersiz beslenme! Bu videoyu izleyelim mutlaka. Yeniden dunyadaki varlik sebebimizin farkina, neden dunyada bulundugumuzun farkina varalim, bu yil amerika'daki arkadaslarimizla bir kampanya baslattik ve bedeli 100 dolar olan kurban payimizi bu yil Nijer'e Turk arkadaslarimizin yardimiyla kesilip dagitilmaya yolluyoruz. Bu guzellige katilmak istermisiniz? Benim ozel mailime baharyagmuru02@yahoo.com'a mail atarsaniz Turkiye icin actigimiz hesap numarasiyla, dunyanin dort bir yanindan ise, burdaki acilan hesaplari kullanarak katilabilirsiniz. Simdiden tesekkurler Nijer'e dualar ve katkilar icin...
Linki buradan tekrar veriyorum:
http://video.google.com/videoplay?docid=-5111351910413406169
Linki buradan tekrar veriyorum:
http://video.google.com/videoplay?docid=-5111351910413406169
Subscribe to:
Posts (Atom)