Sunday, April 22, 2007

Bugun ilk defa ucurtma ucurdum...


Bugun ilk defa ucurtma ucurdum
Ruzgarla isbirligi yapmanin guzelligini tattim,
Durmasini hic istemedim
Ruzgar durunca icim korkuyla titrerken ucurtmam dusecek diye
Saclarimin dagilmasini ilk defa umursamadim ruzgardan

Bugun ilk defa ucurtma ucurdum
Minik oglumun parlak gozleriyle ve heyecanli halleriyle
Minicik parmagini mavi goge uzatip hayranlikla bagirmasini dinledim
Gordugu ucurtmanin gokyuzunde minnacik kalisina hayretle
Annesini cilgin gibi kosturan o tuhaf oyuncaga uzanirken elleri

Bugun ilk defa ucurtma ucurdum
Neydi ucurtmayi insana benzeten gizem
Tahmin edemedigim rotasi miydi
Hizla cekince inatla uzaklasmasi mi
Gidecegi yone yonelince ucmaktan vazgecmesi miydi
Beni suruklemesi mi pesinden

Bugun ilk defa ucurtma ucurdum
Sanki ruyalarimdaki gibi onun pesinden havalanir miyim diye icim pir pir ederken
Beni yere baglayan yuklerimi hatirladim
Ne cabuk buyumustum ben ne kadar
Oysaki kucuk kuslar ve meleklerdi ozgurlesen...

Sunday, April 15, 2007

Modern zaman koleligi


İngiltere'ye kaçırılan kadınlar daha havaalanında köle gibi satılıyor
İngiltere'ye yurt dışından getirilen kadınların, daha ülkeye ayak basar basmaz, havalimanlarında açık artırma yöntemiyle köle gibi satıldığı ortaya çıktı.




Daily Mail'in haberine göre polis yetkilileri, dünyanın çeşitli yerlerinden genç kadınların barlarda ve kafelerde iyi ücretlerle çalacakları vaadiyle kandırılarak İngiltere'ye getirildiğini, ancak daha ülkeye ayak bastıkları ilk birkaç saat içinde satıldığını anlattı.
Bazen bunun alenen yapıldığını anlatan yetkililer, bir keresinde Gatwick havalimanındaki bir kafenin önünde kadınların satıldığını bildirdi.
Yetkililer, havalimanına yakın yerlerde yapılan bu satışlarda kadınların en çok para verene satıldığını, bir kadının 6000 ila 8000 sterline alıcı bulabildiğini belirtti.
Polisin verdiği bilgiye göre, "sahibine" günde 800 sterlin kadar para kazandırabilen bu kadınlar, sık sık tecavüze uğruyor, apartman dairelerinde kilit altında tutuluyor ve kaçmamaları için ellerine para verilmiyor.
Kadınları çalıştıranlar ise bu işten büyük para kazanıyor.
Yetkililer, bunun "modern zaman köleliği olduğunu" belirtiyor.

08 Mart 2007, Perşembe

Thursday, March 22, 2007

Tarihten bir kac satir...

Biliyor muydunuz?

* "Le Sultan De Rouge" (Kizil sultan) mitleri ile batiya ve doguya Ermeni ve Yahudi lobileri tarafindan tanitilan Ulu Hakan Abdulhamid Han'in aslinda bir sefkat abidesi oldugunu, olum cezalarini cok ender bir kac olay disinda hep iptal ederek hapis cezasina cevirdigini, hatta arabasina bomba koyarak suikast duzenleyen bir ermeniyi affettigini...

* Fatih sultan Mehmed bir sucundan dolayi unlu matematik bilgini Sinan Pasa'yi hapsettiginde, butun alimlerin eylem yaptigini ve eger Sinan Pasa serbest kalmazsa eserlerini yakacaklarini belirtmeleri uzerine padisahin alimi hemen serbest biraktigi gibi, diger alimlere de hicbir olumsuz bakisi olmadigini...

* Canakkale savaslarinda 19.tumen komutani olan Ataturk'un, "Bomba sirti" olarak adlandirilan hadiseyi anlatirken:
" Karsilikli isperler arasindaki uzaklik sekiz metre, yani olum kesin. Birinci siperlerin hicbiri kurtulmayarak olume dusuyor. Ikincidekiler onlarin uzerinde gidiyor. Fakat ne kadar ozenilecek teslimiyetle biliyor musunuz? Oleni goruyor, uc dakikaya kadar olecegini biliyor, en ufak gevseklik gostemriyor. Sarsilmak yok. Okuma bilenler ellerinde Kuran-i Kerim cennete girmeye hazirlaniyorlar. bilmeyenler kelime-i sehadet getirerek yuruyorlar. Bu Turk askerindeki ruh kuvvetini gosteren sasilacak ve tebrik edilecek bir ornektir. Emin olmalisiniz ki, iste bize Canakkale savaslarini kazandiran bu yuksek ruhtur." dedigini...

*Istanbul'da n siddetli soguklarin 1621 yili, Genc Osman zamaninda yasandigini...Halic'in ve Istanbul Bogazi-nin tamamen dondugunu ve Istanbullullarin Uskudar'dan Eminonu'ye yuruyerek gittiklerini...

Kaynaklar: Mustafa Armagan (Radyo konusmalari) ve Mustafa Turan (Gulduren ve Dusunduren Tarih)

Saturday, February 17, 2007

Ay ve Ayse arzu etmis, buyrun hakkimdaki bilinmeyenler...


Sormus Ayse ve Ay , ben de dedim hay hay...
Evet , mumlama, mimleme , fisleme vesair isimler ile adlandirilan oyuna uzun bir sure once dahil olmusum, ancak simdi firsat bulabildim...

Iste hakkimda pek bilinmeyen bir kac sey...bunlari yazmak tabi komik ve ilginc oldu benim icin...biribrleriyle pek ilgileri yok ama beraberce yazdim...


Kirtasiye malzemelerine buyuk bir tutkunlugum vardir, bir magazaya girince hele de o reyona, renk renk pasteller, marker’lar, dolmakalemler, tukenmezler, kucuk defterler, renkli post-itler, bantlar, gunlukler, silgiler, beni kendimden gecirir…Tabi evde hatiri sayilir bir koleksiyonum var…Ama bunlari kullanmayi ve bitirmeyi de cok severim…

Dunyanin en daginik ve duzensiz insaniyim. Uclarda yasarim, evimin ya her yani topludur, ya da her yani berbattir, evde ya hic yemek yoktur, ya da 4-5 cesit super yemek vardir, bir gun cok kitap okurum, sonra uc gun hic okumam, 1 hafta boyu gezebilirim, sonra bir ay hic canim cekmez…Tabi bunlar anne olduktan sonra mecburen degismeye basladi

Bununla beraber cok titiz huylarim da vardir, mesela bir dizi 100 bolumlukse sadece eglence olsun diye asla gelisiguzel izleyemem. O dizinin butun bolumleri sirayla izlenecek…Oglumun oyuncaklari turlerine gore gruplara ayrilacak ve duzenli kutularinda duracak, birbirine karismayacak..vs…vs…

En buyuk hayallerimden birisi, Turkiyeyi kose bucak gezip, unlu olmadigi icin gizli sakli kalmis tarihi yerlerini ziyaret etmek, her ile, ilceye ugramak ve bunlari belgesel haline getirmek bir ani seklinde…

Hiperaktivite hastaligi diye uretilen durumun 14 tane belirtisi varmis, bugunlerde arastirinca cocuklugumda butun bu bleirtilerin bende oldugunu buldum. Ogretmenlerimin ve vatanimin insaninin her cocuga kendi ozellikleri icinde deger veren ve hareketliligi zeka beliritisi sayan anlayisi olmasaydi, simdi ben de basarili bir ogrenci olmak yerine uyusturucularla beyni dumura ugramis, Amerika’daki bir cok teshis “konulmus” cocuk gibi olacaktim…

Friday, February 09, 2007

Neden simdi Sezai Karakoc?

Uzun bir aradan sonra esimle yeni kesfettigimiz bir hazineyi paylasalim dedim, eminim ki cogunuz okumussunuzdur, ama bana Sezai Karakoc'u okumak hic nasib olmamisti. Birincisi en sik duydugum iki siiri Mona Rosa ve Ey Sevgili'den dolayi. Tuhaf bir sekilde bu siirler bana cok farkli gelmis, alisamamistim bir turlu uslubuna. Ikincisi ise ben Sezai Karakoc'un nesir yazdigini hic bilmiyordum. Ve gecenlerde Burc Fm de bir radyo programinda Sezai Karakoc'tan Kultur Bakanligi buyuk odulu almasi hasebiyle bahsedilen bir anekdot vardi. Arastirmaci soyle bir tesbitte bulundu:

"Gecen yuzyilda medeniyetimizin guclu felsefesini anlayamadigimi ve yasayamadigimiz icin Bati felsefesi karsisinda gucsuz kaldik, oyle hissettik, ve bu aydin ve mutefekkirlerimize de bile yansidi. Bunlarin arasinda uc isim vardi ki, bati medeniyetine, kulturu ve edebiyatina tamamen vakif olmuslar, fakat onunla olan fikir catismasindan galip cikarak kendi medeniyetimize olan inanclarini ve guvenlerini pekistirmisler ve bize de bunu muhtesem eserleriyle duyurmuslardir, bu isimler Nurettin Topcu, Necip Fazil ve Sezai Karakoc'tur. " Iste bu sozler beni vurdu ve hemen yine daha once okuyamadigim Nurettin Topcu'nun eserlerini de arastirmaya giristim Sezai Karakoc'la beraber...Neden mi benim icin cok onemliydi? Cunku Amerika'da yasayan biri olarak bu medeniyetin anlayis, dusunce yapisi ve hayat felsefesi ile fazlasiyla icli disli oluyoruz. Yasadigimiz gibi dusunmeye basliyoruz, en basit ornegi " Insan kendi fiilerini kendi yaratir" "hayat bir mucadeledir" vs gibi kavramlar bize yasam tarzi itibariyle sessizce veriliyor. Hayata ve insanlik macerasina dair batili aydinlarin soyledikleri mihenk tasimiz haline gelebiliyor. Iste Sezai Karakoc'u okumak, evrensel bir sekilde, butun insanliga hitap ederek insanoglunun macerasini cok dogru sekilde Islam medeniyetinin isiltili penceresinden gosteriyor...Aradigimiz sorulara cevap oluyor ve bize sunulan butun aciklamalarin ve hayati anlamlandirma claismalarinin cok otesinde orjinal, bizi kendimize getirip medeniyetimize olan inancimizi ve guvenimizi pekistiriyor...Ben su an itibariyle bir siir kitabini okudum ve su an Ruhun Dirilisi adli kitabini okuyorum, Baska Sezai Karakoc okumuslar ne derler acaba?